Pasta sahibi fanatik bir Beşiktaşlıymış. Dolayısıyla da tabii ki bir beşiktaş topu hazırladık, ama ne top...2 hafta önce herhangi bir sipariş olursa diye altıgen kalıp almıştım, ama maalesef bir türlü topun üzerine oturmadı kestiğim şeker hamurlarım ve teker teker aldım pastanın üzerinden.Artık kullanılamayacak haldeydi hamurlar, çünkü beyazlar çikolataya bulanmıştı :( Artık tamam dedim ben bu pastayı yapmıyorum, saat oldu gecenin 24:00'ü. Annem ve Ayşegül ablanın tezahüratları ve moral vermeleriyle devam ettim...Geriye kalan tertemiz beyaz hamurumu kocaman açtım ve pastayı tamamen kapladım. Sonra altıgen kalıbımı üzerine batırıp futbol topunun üzerindeki çizgileri oluşturdum. Siyah şeker hamurumdan kestiğim altıgenleri de aralıklı üzerine yapıştırdım. Pastanın alt kısmını siyah beyaz bir atkıyla çevreleyip, en üstüne de figürümüzü oturtup eline tutuşturdum bira şişesini ve arkasına da bira kutularını dizdim:) Pasta bittiiii...Saat 02:00'de...Son noktada bundan sonra geldi zaten; pastamı dikkatlice mutfağa taşıdım ve buzdolabının bir rafını boşalttım, elime bir krema kutusu geçti ve ben ağzının açık olduğunu fark edene kadar hepsi mutfağın yerine, kilime ve buzdolabının ön kısmına dökülmüştü bile:(
Ertesi akşam nihayet kazasız belasız teslim ettim pastamı ama bende bittim...
Pasta sahibine bütün bu olanların aksine herşeyin kendisi için harika geliştiği sonsuz mutluluklarla dolu nice yıllar dilerim. Umarım beğenmiştir pastayı:) Çok konuştum buyrun pastaya...: